Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bulantı - Jean Paul Sartre

  Yeniden yürüyorum. Rüzgar, bir vapur düdüğünün çığlığını getiriyor. Yapayalnızım, ama bir kente yürüyen ordu gibiyim... Şu anda, denizlerin üzerinde müzikle çalkalanan gemiler var; Avrupa'nın bütün kentlerinden ışıklar yanıyor; Berlin sokaklarında komünistlerle Naziler çarpışıyor; işsizler, New York kaldırımlarını arşınlayıp duruyorlar; sıcak odalarda tuvalet masalarının karşısına geçmiş kadınlar, kirpiklerini boyuyorlar. Ve ben burada, şu ıssız sokaktayım. Neukölln'deki bir pencereden sıkılan her kurşun; götürülen yaralıların her kanlı hıçkırığı; süslenen kadınların her ufacık, şaşmaz el hareketi, adımlarımın her birine, kalbimin her atışına yanıt veriyor. Bulantı, s.89

Gallé Daum Lalique CAMIN ŞAİRLERİ

  Bugün Arkas Sanat Merkezi'nde Gallé Daum Lalique Camın Şairleri isimli sergiye gittim. Daha önce Eskişehir'de bir cam sanatları sergisi gezmiştim ama bu kadar kapsamlı değildi. Serginin düzenine bayıldım, hem sanatçılar ve akım hakkında bilgiler içeriyordu hem de eserler ait oldukları şahsa göre yerleştirilmişti. Teknik hakkında çok bilgim olmasa da dekorasyonla ilgili 20. yüzyıl başlarında çıkmış bu akım cam, mobilya ve objelere estetik katan bir bakış açısı sunuyor. Art Nouveau(Yeni Sanat) I. Dünya Savaşı'nın ortaya çıkmasıyla dönem koşullarında bitmek zorunda kalmış, fakat günümüz modern sanatlarına ışık tuttuğu düşünülüyor. Çiçeklerin mobilyalarda, tekstilde ve ev eşyalarında bu kadar geç kullanılmış olması beni şaşırtsa da bunu ilk uygulayanlar ve başarılı tasarımlarıyla öncülük edenler Emile Gallé, Daum kardeşler ve René Lalique imiş. Bu sanatçılar akımın Avrupa ayağını oluştururken o dönemde eserlerini Amerika'da yaratan bir diğer sanatçı ise Tiffany.   27 Nis

2014 Aşk Kartları / Love Cards

  PTT özel günlerle ilgili kartlar üretip ücretsiz dağıtıyor postanelerde. Daha önce de 2013 yılının Sevgililer Günü kartlarını paylaşmıştım. Bugün Alsancak'taki postaneye uğrayıp bu yılın kartlarını edindim. Her postanede aynı kartlar olmuyor maalesef.

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

Coen Kardeşlerden: Inside Llweyn Davis

  Bir dönem filmi olarak Inside Llweyn Davis 1961 yılında New York'ta müziğe tutunmaya çalışan bir şarkıcının hayatını anlatıyor. Senaryo ünlü folk sanatçısı Dave Van Ronk'ın Greenwich Village'daki yaşamından esinlenilerek yazılmış. Beat kuşağının etkisi 1960'lı yıllara girerken her yerde kendi göstermiş, sanatın her dalını etkilemişti. Folk müziği, caz ve blues yeniden canlandı. Filmde de Beat kuşağına ve Beat kuşağının müzikteki temsilcilerinden Bob Dylan, Joan Baez ve Joni Mitchell'e göndermeler var.

Caro Emerald

  Son yıllarda dinlediğim en güzel seslerden birine sahip Jazz sanatçısı Caro Emerald. Tesadüfen bir şarkısını dinledikten sonra günlerdir kopamadım kendisinden. Ve biraz geç tanıdığım için de üzüldüm.   Oldukça sofistike bir kadına benziyor ve çektiği klipler de en az şarkıları kadar başarılı. Great Gatsby romanından fırlamış gibi bence, 1920li yıllardan gelmiş olduğunu düşünüyorum. Her şarkısı neşeli, hareketli, insan kendini müziğe kaptırıp ritm tutarken buluyor.   32 yaşındaki Amsterdamlı yetenek, 2005 yılında Amsterdam Conservatory'den mezun olmuş. 2009 yılında çıkardığı Back It Up single'ını 2010 yılında çıkardığı Deleted Scenes From the Cutting Room Floor albümü takip etmiş. 2013 yılında ikinci ve son albümü The Shocking Miss Emerald.   Güzel vokalin turnelerini duyurduğu bir sitesi var.   Singles Back It Up                                            A night like this                                            Paris 

The Terminal, 2004

  Tom Hanks oynadığı her filmi bir başyapıta dönüştürüyor. The Terminal'i de Forrest Gump gibi buruk bir gülümsemeyle izledim. Eğlendiğiniz kadar üzülüyorsunuz ama tutkulu bir sevginin gücünü de sorguluyorsunuz filmin sonunda.   Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiş senaryo, 1988'den 2006'ya kadar 17 yıl boyunca Paris Charles de Gaulle Havalimanı'nda yaşayan Mehran Karimi Nasseri'den ilham alınmış.   Steven Spielberg'in yönettiği bu filmin senaryosunu iki güçlü isim, Andrew Niccol ve Sacha Gervasi, kaleme almış.