Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İzmir Kültür ve Sanat Rehberi

  Genelde İzmir'deki etkinlikleri nasıl takip ettiğime dair sorular alıyorum. Bugün bir arkadaşım da İzmir'de gidilebilecek etkinliklerin yerlerini sorunca kısaca bir tanıtım yapayım dedim. Konak Sahnesi İzmir Devlet Tiyatrosu'nun gösterimleri Konak Sahnesi'nde sergileniyor genelde. En azından ben devlet tiyatrosu izleyeceğim zaman evime yakın olduğu için buraya geliyorum. Kimi zaman farklı şehirlerden devlet tiyatrosu oyunları geliyor. Özellikle Ankara Devlet Tiyatrosu geldiğinde kaçırmamanız tavsiye olunur. İzmir Devlet Tiyatrosu Sezon Oyunları

Sanat, Tiyatro Gerçek

  Geçen hafta yoğun sınav temposu arasında bir oyun gördüm. Aslında oyunu biliyordum, gitmek istediğim bir oyundu. Yatayım da gidip gitmeyeceğime yarın karar veririm dedim.   Bir o yana bir bu yana döndüm, belki bir saat geçti. Uykum gelmedi bir türlü. İnsomniak bir insanım, zamanında uyku için tedavi almışlığım bile olduğundan aldırmadım başta. Sonra içimi kemiren kurdu buldum ve hemen kalkıp online aldım biletimi.

No Country For Old Men, 2007

  Penelope Cruz ile evlendiğinden beri Penelope yanılıyor olamaz diye bütün kadınlar hastası oldu Javier Bardem'in. Vicky Cristina Barcelona'da 3 über kadın Javier Bardem'e aşık olduğunda bile fikrim değişmedi. Bu adam Latin ateşi falan değil, karizma hiç değil.   Çünkü çok sonraları hatırlamış olsam da Javier Bardem'i ilk izlediğim film Goya's Ghosts. İzlemeyenlere tavsiye olunur. Natalie Portman'ıma türlü kötülükler ettiği için bilinçdışıma pislik olarak kazımışım ben adamı. Gözümdeki duygusuz ve gaddar tipini hiç birşey silemez.   Evet Javier Bardem cool falan değil, kötü adam. Erol Taş'ın İspanyol şubesi. Ama her kötü adamdaki kötü karizması, o içi boş ama saykoluğu dibine kadar veren bakışlar bu adamda mevcut.   Ya iyi oynuyor ya da iyi filmlerde oynuyor. Ben karar veremedim. Filmi anlatacaktık Javier'den fırsat kalmadı.

A Postcard From New York

  Günüm New York'tan gelen bir kartla güzelleşti. Ne zamandır gözüm yollarda bekliyordum. Dün postcrossing'te nihayet hesap açtım ve evren de bunu bekliyormuşcasına gönderdi kartpostalımı. My first card! My friend sent me from NYC. It's a great view!

Postcrossing

  Öğrendiğim günden beri katılmak ve anlatmak istediğim bir proje Postcrossing. Dünyanın dört bir yanından insanların birbiriyle posta kartı değişimi yaptığı bir platform.   Katılmak ise çok basit.  Postcrossing   adresinden bir hesap açıyor ve adresini giriyorsunuz. İlk başta size 5 adres veriyorlar. Adresin yanında bir Postcard ID numarası oluyor, kartpostalın bir yerine onu yazıyorsunuz. Kartpostalınızın ulaştığı kişi de aldım diyerek ID numarasını siteye işliyor. ID numarasını göstermek için google görsellerden bulduğum bir kart. Sağ en altta ID numarasını görüyorsunuz. Dün Russian Federation'dan bir adres çektim. Bugün bir tane daha çekeyim diyerekten Germany gelmiş  bulundu. Çok şanslıyım kiril alfabesini biraz biliyorum ve lisedeyken ikinci yabancı dilim Almanca'ydı. Bir dahaki de İngiltere veya ABD olacak sanırım. Henüz kartpostallarımı almadım ama hemen alıp göndermek için sabırsızlanıyorum! İnternette bakarsanız pek çok blog var postcrossingle

Ben Bir Haymatlos'um Gülhane Parkı'nda

Haymatlos: (Alm. vatansız)   Ben bir Haymatlos'um Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.   Ama O'nlar biliyor. Jurnalciler yani. Yani toplumun içindeymiş gibi yapıp da herşeyi dışarıdan izleyenler.   Beni polise teslim olmam için zorluyorlar. Okula gidemezsin, iş bulsan da emekli olamazsın, muhtardan nüfus kayıt örneği bile alamazsın çünkü hüviyetin yok diyorlar. Hem sonra canım diyorlar, nasıl oluyormuş vatansız milletsiz?   Oysa var ki benim vatanım. Her insanın olduğu kadar. İnsanlarım da var, kendi insanlarım. Dünyadaki tüm insanlar yani. Hepimiz insansak demek ki biraz da benimsiniz. Ne alakası mı var? Ne alakası yok ki...Gülümsemek dünyanın her yerinde aynı çünkü. Dilim de yok benim. Yüzümden anlayın duygularımı. Sahi dili olmayana da bir şey diyorlar mıdır?   Benim ihtiyacım yok öyle icazetli terkip belgelerine, nüfus kayıt örneklerine, adli sicil kayıtlarına. Doğum belgem var mesela, olmuyor mu? Şakacıktan doğmadım ya hem doğum belge

Yirmibir'in Bir'i

  Keşke her gün herkesin doğum günü olsa ve her gün pasta yesek. Hiç de kilo almasak. 21 yaşında bir kız hatırlayabildiği en eski doğum günü dileğini diliyor tekrar. Üstelik o zaman inanırdı dileklere şimdikinin aksine. Dileklere inanmıyor, yine de diliyor...   Bazen şakalaşıyoruz yaşlandık diye arkadaşlarla. Yıllar geçip gidiyor. Ama en güzeli mutlulukla geçiyor.   Yanımda olan, doğum günümü kutlayan ve ömrümü mutlulukla eksilten bütün sevdiklerime teşekkür ediyorum.   Dileğim aynı: keşke her gün pasta yesek.   (Kilo dileğini yeni ekledim)   Geçen yirmi bir sene için bir mum dikiyorum, iyi ki varsınız!