Ana içeriğe atla

Kıyametin Kopmadığı Yer: Şirince

  Selçuk Merkez'den dolmuşlarla ulaşabileceğiniz Şirince sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin de sayılı turistik köylerinden. Özellikle Maya inanışıyla son yıllarda turist akınına uğradı. Köyde çok sayıda şarap evleri ve fabrikaları var. Dağdan toplanmış kekikler, doğal sabunlar, baharatlar da turistlerin ilgi gösterdiği alışveriş durakları.



Bu noktadan köyün en güzel manzarasını görüyorsunuz, evlerin hepsi beyaza boyanmış.

Şirince'nin asıl adı Kırkınca. Rivayete göre dağa vuran kırk kişiye ithafen köye bu isim verilmiş. Şirince köyü oldukça tepede kalıyor, keskin yokuşlardan çıkılarak bu harika yere varıyorsunuz. Rumca telaffuzunda Kirkice, Kirkince gibi fonetiklere kavuşmuş. En son Çirkince olarak isimlendirilen bu köy Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin valisi Kazım Dirik tarafından Şirince olarak bugünkü adını almış.




   Köyün içinde restore edilmiş evler de var. Kimi evler de otele ve dükkanlara dönüştürülmüş. Turistlerin ilgi odağı olan tahta panjurlu beyaz konak Doktor'un Evi imiş, şimdi ise otel olarak kullanılıyor. Köyün her on dakikalık mesafesinde şarap dükkanları görebilir ve ücretsiz şarap tadabilirsiniz. Yine bir rivayete göre tüm şarapçılarda tadım yaparsanız eve sarhoş dönebilirsiniz :)

Pek çok çeşidi bulunan doğal sabunlar da yoğun ilgi görüyor. Zeytinyağı, kayısı, gül, nar, lavanta ve sayamacağım kadar çok sabun var. Köyün içinde bulunan kiliseye yaklaşırken sokaklarda yaptığı el işlerini satan kadınları görüyorsunuz. Patik, yelek, oyayla çevrilmiş tülbentler satılıyor. Mevsiminde ise papatya taçlarınızı başınıza takıp köyün devamını dolanabilirsiniz.

                           


  Köyün en meşhur yerlerinden biri de kilisesi. Kilisenin bahçesinde bir Meryem Ana heykeli var. Dileğinizi dileyip paranızı havuza atıyorsunuz. Kilisenin içi oldukça harap durumda. İçeride mum yakanlar da var. Duvarlarında kuş yuvaları mevcut ve oldukça pis. Böylesine turist bir köyün harap durumda tarihi bir kilisesinin olması üzücü. Mübadeleden sonra Hristiyan nüfus gittiği için bakımsız kaldığını düşünüyorum. Kilisenin bahçesinde doğal taşlar ve hediyelik eşyalar satılıyor, ben de güzel bir kolye aldım.



 


Köyden bir kaç manzara daha...

 



Köyü gezdikten sonra bir kahvede karadut şurubu içtik. Çok yapay birşeydi, denemek isterseniz aklınızda bulunsun.


   Köyün girişinde solda Artemis Restaurant var. Bu taş yapının içi müze ve köye ait belgeler&eserler bulunuyor. Bu restoranda magnet ve hediyelik eşya satan küçük büfeler ve şarap tadım kısmı da bulunuyor. Beğendiğiniz şarabı alıp oturuyorsunuz.




Yorumlar

  1. bu yaz şirince de ne var biliyon mu ağustosta "oğuz atay workshop" :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten güzelmiş. Matematik köyünün yaz okullarına arkadaşlarım gidiyor ama Oğuz Atay Workshop beni epey cezbetti.

      Sil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age