Ana içeriğe atla

Üstü Kalsın - Tiyatro Gerçek

  Tiyatro gerçek mi? Tiyatro Gerçek.

  Hakan Gerçek'in gittiğim ilk oyunu Üstü Kalsın'dı. Yanlış hatırlamıyorsam Yekta Kopan'ın programında gördüm bu oyunun tanıtımını. Kim Sevda Sözleri'ni okuyup da bu oyun sahneleneceği için heyecanlanmaz? Öyle bir heyecan sardı ki beni, küçük bir çocuktum adeta. Vitrindeki oyuncağı çok beğenip de benim olur mu diye meraklanmış gibi.
  Tiyatro günümüzde büyük sıkıntılar yaşıyor malumunuz. Devlet tiyatroları ayrı çekiyor özel tiyatrolar ayrı. Bir oyunun da başka şehirlere taşınması özveri istiyor, emek istiyor. Güzel bir oyun görünce hem heyecanlanıyor hem İzmir'e ne zaman gelir diye endişeye kapılıyorum. Kimi oyunlar İzmir'e geliyor, bu sefer de sizin uygun olmayan bir anınıza denk düşüyor.

  Ama beni ilk görüşte inanılmaz heyecanlandıran bu oyun İzmir'e gelecekti! Hemen biletimi aldım. Daha önce Hakan Gerçek'in hiç bir oyununu izlememişim, tek kişilik performansı hakkında oldukça sabırsızım. Işıklar yandı, masada Cemal Süreya. İlk dakikadan itibaren unuttum bir oyunun içinde olduğumu. Karşımda en sevdiğim şairlerden Cemal Süreya, bana loş bir aydınlıkta şiirler okuyor benimle dertleşiyor.
  Tarih 30 Kasım 2011. Şaşırıyorum bu kadar vakit geçmiş mi üzerinden? Tiyatro biletlerimi atmam, bunu da saklamışım. 2 kişilik bir bilet. Bir kez daha şaşırıyorum. Çünkü tek başıma gittiğim pek çok oyun var. Onlardan biri diye hatırlıyordum. İki kişi gittiğim bir oyundan tek kişi dönmüşüm anlaşılan...
  Şiir okumak düzyazı okumaya benzemez. Çok riskli bir iştir. Çünkü herkes için şiirin vurgu yerleri ayrıdır. Bu oyunda okunan şiirlerin pek çoğunda da benim için vurgu yerleri ayrıydı. Çok ilginçtir ki, ilk defa başka bir vurguyu daha fazla beğendiğim yerler oldu. Sanki bir şiire başka kıyılardan baktım, sanki anlamadığım noktalar daha bir bütünleşti gözümde.
  Üzerinde büyük bir emeğin olduğunu izlediğiniz zaman anlayacaksınız. Bugün afişini gördüm, yine İzmir'e gelecekmiş. Bu sefer gidebilir miyim bilmiyorum, o tarihlerde de uygun olmamam mümkün. Ama  bu oyunu tekrar izlemek, Hakan Gerçek'i tekrar alkışlamak isterdim doğrusu.

10 Nisan 2014 Saat:20.30
Biletler için buraya bakabilirsiniz


Tabi bu güzel oyundan sonra Sanat'a da gittim geçen sene. Onunla ilgili yazım da şurada bulunuyor. Hep diyorum Hakan Gerçek olunca konu şansım yaver gidiyor diye. İlk defa kulise sızıyorum. Bu da bana kalmış güzel bir hatıra.


Yorumlar

  1. Geçenlerde bu oyunun afişini görünce senin burada yazdığın tavsiyen geldi aklıma :) bakalım zaman uyacak mı?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

İlk Psikiyatri Hastanesi: Asklepion

  İçinde bulunduğumuz coğrafya tıbbın kurucu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Tıbbın babası Hipokrat İstanköy (Kos Adası) doğumludur ve çeşitli Anadolu illerinde hekimlik yaptıktan sonra tekrar İstanköy'e dönerek hekimliğe burada devam etmiştir. İstanköy Bodrum'un karşısında yer alan bir Ege adasıdır.   O dönemlerde yurdumuzda üç önemli sağlık merkezi bulunmaktaydı. Hipokrat'ın bulunduğu Kos Adası, Epidaurus ve Asklepion.

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age