Ana içeriğe atla

Mart Ve Marteniçka

  Benim aslında Bulgaristan vatandaşı da olduğumu biliyor muydunuz? Bulgaristan'da bir gelenek vardır, baharın başlangıcı kabul edilen Mart ayında bileklerinize yün iplerden yapılmış Marteniçka'ları asarsınız. Bugün Facebook'ta Bulgaristan'daki tanıdıklarımın pek çoğundan Marteniçka paylaşımları gördüm. Resimler paylaşıp birbirlerini etiketleyerek güzel dileklerde bulunuyorlar. Marteniçka Mart ayında takılmaya başlanıyor ama çıkarılması konusunda farklı gelenekler var sanırım. Annemlerin yaptığı şey ise ilk leyleği gördüklerinde Marteniçka'yı meyve veren bir ağaca bağlayarak dileklerini diliyorlar.


Geçen seneki Marteniçka'm
Marteniçka-Geçen seneki Tumblr yazım :)
Bu yazıyı da çok sevdiğim bir blogta gördüm bugün :)





Yorumlar

  1. Bende yaptim biliyorsun. Umarim tüm dileklerimiz kabul olsun. Birde yorum yaparken kontrolü kapatirsan cok iyi olur. Rakamlar ve sayilar yazmak zorunda oluyoruz her yorumda.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

İlk Psikiyatri Hastanesi: Asklepion

  İçinde bulunduğumuz coğrafya tıbbın kurucu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Tıbbın babası Hipokrat İstanköy (Kos Adası) doğumludur ve çeşitli Anadolu illerinde hekimlik yaptıktan sonra tekrar İstanköy'e dönerek hekimliğe burada devam etmiştir. İstanköy Bodrum'un karşısında yer alan bir Ege adasıdır.   O dönemlerde yurdumuzda üç önemli sağlık merkezi bulunmaktaydı. Hipokrat'ın bulunduğu Kos Adası, Epidaurus ve Asklepion.

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age