Ana içeriğe atla

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.




1. Şeker Portakalı - José Mauro de Vasconcelos
"OLUP BİTENLERİ ÇOCUKLARA NİÇİN ANLATMALI?
Gerçek, Sevgili Portuga'm; bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır."
Son İtiraf kısmından alıntılanmıştır.

2. Bir Dinozorun Anıları - Mina Urgan
Hiç bir otobiyografi bu denli iz bırakmadı bende. Yaşadığı her anıyı yüreğimde hissettim. Bu kadar güçlü bir duruşa, onca yaşanmışlığa saygı duymamak elde değil. Türkiye'nin yakın tarihine daha eğlenceli ve sıcak bir bakış olamazdı heralde.

3. Nietzsche Ağladığında - Irvin D. Yalom
Bir yaz tatilinde okumuştum bu kitabı. Okuduğum her anı aklımdadır. Başlarda sıkıcı bulmuştum ancak kitabı yarıladıktan sonra taşlar yerine oturdu ve beni büyük bir merak sardı. Farkında olmadan Psikanaliz'le tanıştım. O güne dek yaptıklarımı, niye yaptığımı sorguluyordum. Bilinçdışı denen şeyin ne kadar önemli olduğunu ve farkında olmadan şekillendirdiğim hayatımı hiç bir kitap bu kadar sorgulatmadı.

4. Yabancı - Albert Camus
Zeki Demirkubuz'un üçleme filmlerinden Yazgı'yı izlemiştim. Filmin sonunda Yabancı'dan esinlenildiği yazıyordu. Böylece Yabancı merakımı cezbetti. Sonradan her kitabını okumaya çalışacağım Albert Camus'la böyle tanışmış oldum. Yabancı aracılığıyla okuduğum her kitabından da gerçekten etkilendim. Tekrara düşmeden sıradışı eserler vermek büyük bir ustalık. Veba ve Düşüş de beni fazlasıyla etkilemişti.
"...Bu kez de savcı, ruhumdan söz etmeye başladı.
  'Ruhu üzerine eğildim, sayın jüri üyeleri, ama bir şey bulamadım.' diyordu. Ona bakarsanız, ne ruhum varmış, ne de insanlıkla bir ilişiğim. İnsanların ruhunu koruyan ahlak ilkelerinden bir teki bile kapıma uğramamışmış."
Yabancı, sf.93

5. Bulantı - Jean-Paul Sartre
"Ben geçmişimi nerede saklayacağım? Geçmişinizi cebinizde saklayamazsınız. Onu koyacak bir eviniz olmalı. Gövdemden başka şeyim yok benim. Yapayalnız bir adam, salt gövdesiyle anıları durdurup saklayamaz. Anılar üzerinden geçer gider onun. Ama yakınmamalıyım. Çünkü özgür olmaktan başka bir şey istememiştim."
sf.103

6. Kör Baykuş - Sadık Hidayet
Istırabın şiddetinden, uzun derin bir uykudan uyanmış gibi, gözlerimi oğusturdum. Her zamanki odamdayım, ortalık ağarıyordu, bulutlu ve sisliydi pencere camları. Uzaktan horoz sesleri duyuluyordu. Önümdeki mangalın ateşinden, geriye bir üfleyişte uçup gidecek bir avuç kül kalmıştı. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar.
sf.85

7. Gazap Üzümleri - John Steinbeck
Bu kitabın Can Yayınları'ndan ilk baskısını okumuştum. Yaklaşık 700 sayfa. Şu anki Remzi kitabevinden yapılan baskısı da 480 sayfa. Arada neden  böyle bir uçurum var bilemiyorum. Ama John Steinbeck her kitabıyla insanı etkileyebilecek bir yazar. Bu kitabın final sahnesi insanlığımızı tekrar sorgulatacak cinsten. Herkesin, her kesimden insanın mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.

8.Günlerin Köpüğü - Boris Vian
Üslubuyla bir yandan yüreğiniz coşkuyla pırpır ediyor küçücük kuşlar gibi, bir yandan ağlamak istiyorsunuz. Müzik, aşk ve çaresizlik çok güzel harmanlanmış. Aşkın elini kolunu bağlayan amansız bir hastalıkta bile sevgi gülümsetiyor yüzümüzü.
Bu kitap hakkındaki yazım


9.Aylak Adam - Yusuf Atılgan
Bu kadar büyük bir yazarın bu kadar az eseri olması üzüyor beni. Yine de bu kadar az eserle edebiyata damgasını vurmuş biri Yusuf Atılgan. Aylak Adam yazarın kendi hayatını da oldukça derinden etkiliyor. Kitaptaki B.'yi kendine yakın bulan bir hayranı Yusuf Atılgan'a mektuplar yolluyor. Bu hayran Yusuf Atılgan'ın hayat arkadaşı. Yazarın kendi hayatını bile bu denli değiştiren bir kitap beni oldukça etkilemişti.
"Eylül.1
Plajda uzanmış konuşuyorduk. Ona en sevdiği ressamı sordum.
-Van Gogh, dedi.
-Neden?
-Kulağını kesebilmiş, sol kulağını. Bunu yapan ilk adam o.
Sustu. Az sonra değişik bir sesle,
-Ama o bile eksik adamdı. Tımarhanedeyken yaptığı kendi portresinde insanlara yüzünün kulaksız yönünü gösteremedi. Tam adam yok!"
sf.126

10.Yeraltından Notlar - Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Varoluşçuluğun babası diyenler vardır Dostoyevski için. Benim de yazarlarını severek okuduğum bu akımın temeli olarak nitelendirilir Yeraltından Notlar. Kitapta bir antikahraman oluşturulmuş, bu antikahramanın iç dünyasıyla diyologlarına kulak veriyoruz. Aslında günlük hayattan soyutlanıp aklımızdan geçen düşüncelere ses vermiş bir roman. İçseslerimizin, karanlığımızın kitabı.

Yorumlar

  1. Cok ilginc kitaplara benziyor. Yazi da cok güzel olmus. Simdi ben düsündüm de hayatima yön veren kitaplar var mi diye - var. Senin okudugun kitaplari da listeme alayim bari. Öptüm seni.

    YanıtlaSil
  2. Hepsini çok severek okudum, umarım sen de beğenirsin :)

    YanıtlaSil
  3. İlk baştan üç kitabı da okudum. Diğerlerini okumadım. Galiba bir ara Albert Camus'u elime aldım ama sonra ne olduysa bıraktım. Güzel kitaplar. Seninle tanışmayı isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar güzel kitapları okumuş biriyle ben de tanışmak isterim :) Albert Camus okumaya Yabancı ile başladım, ardından Veba ve Düşüş kitaplarını okudum, benim en sevdiğim yazarlardan. Umarım tekrar alırsınız elinize çok güçlü bir kalemi var.

      Sil
  4. Paylaşım için teşekkürler. Şeker Portakalını okumuştum lisedeyken. Diğer kitaplarda aklımda olacak. Teşekkürler paylaşım için

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel kitaplar. Paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kediler Güzel Uyanır - Yekta Kopan

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age