İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin sergilediği 3 perde Saraydan Kız Kaçırma'yı izledim hafta başında. Toplum olarak operaya biraz önyargılıyız. Zaten kardeşimi benimle gelmesi için ikna etmem de zor oldu. Bence bu önyargının haklı sebebi de aryaların anlaşılmazlığı.
16. yy Osmanlı Devleti'nde geçen hikaye oldukça trajedik ve acıklı. Sevgilisi Konstanze'nin esir düşerek Selim Paşa'ya satılması Belmonte'yi İspanya'dan saraya kadar sürükler. Açılış sahnesi Belmonte'nin sarayın önüne gelmesiyle başlar. Sevgilisine olan aşkını dile getirdikten sonra oyunun en renkli kişisi ve sarayın bekçisi Osman gelir. Osman Belmonte'yi kovalar ve bir hışım içeri girer. Bu sırada Pedrillo gelir. Belmonte'nin sadık uşağı Pedrillo saraya bahçıvan olarak girmeyi başarmıştır. Belmonte oralarda dolaşırken Pedrillo'yu görür, çok sevinir ve hemen planı yaparlar.
Buraya kadar ciddi anlamda eğlenmiş, aryaları da rahatlıkla anlamış idik. Özellikle Osman seyirciyi ciddi anlamda oyuna çekti. Fakat Selim Paşa'nın ve Konstanze'nin gelmesiyle herşey allak bullak oldu bende. Oyunun başkişisi, saraydaki kız yani Konstanze aryalarını o denli ajite ederek okudu ki. Ben zaten dediklerini anlamadığım gibi oyundan da bütün bütün soğudum ağlamaklı ses tonundan dolayı. Neyse ki mükemmel bir orkestra ile müzik ziyafeti yaşadık ve verilmek istenen duyguyu sözlerden değil Mozart'ın bestelerinden aldık. Tabi gözler biraz kapanmadı dersem yalan olmuş olur.
Eserin daha detaylı hikayesi için
16. yy Osmanlı Devleti'nde geçen hikaye oldukça trajedik ve acıklı. Sevgilisi Konstanze'nin esir düşerek Selim Paşa'ya satılması Belmonte'yi İspanya'dan saraya kadar sürükler. Açılış sahnesi Belmonte'nin sarayın önüne gelmesiyle başlar. Sevgilisine olan aşkını dile getirdikten sonra oyunun en renkli kişisi ve sarayın bekçisi Osman gelir. Osman Belmonte'yi kovalar ve bir hışım içeri girer. Bu sırada Pedrillo gelir. Belmonte'nin sadık uşağı Pedrillo saraya bahçıvan olarak girmeyi başarmıştır. Belmonte oralarda dolaşırken Pedrillo'yu görür, çok sevinir ve hemen planı yaparlar.
Buraya kadar ciddi anlamda eğlenmiş, aryaları da rahatlıkla anlamış idik. Özellikle Osman seyirciyi ciddi anlamda oyuna çekti. Fakat Selim Paşa'nın ve Konstanze'nin gelmesiyle herşey allak bullak oldu bende. Oyunun başkişisi, saraydaki kız yani Konstanze aryalarını o denli ajite ederek okudu ki. Ben zaten dediklerini anlamadığım gibi oyundan da bütün bütün soğudum ağlamaklı ses tonundan dolayı. Neyse ki mükemmel bir orkestra ile müzik ziyafeti yaşadık ve verilmek istenen duyguyu sözlerden değil Mozart'ın bestelerinden aldık. Tabi gözler biraz kapanmadı dersem yalan olmuş olur.
Bizim kafadarlar Belmonte ve Pedrillo, Konstanze ile beraber esir düşmüş ve onun hizmetçisi olan Blondchen ile konuşur ve Osman'dan kaçarak gece gemiyle uzaklaşmak üzere hazırlık yapmalarını ister. Selim Paşa Konstanze'ye aşık olduğu gibi Blondchen'i de Osman'a cariye olarak vermiştir. Bir İngiliz kadının cariye olamayacağını söyleyen Blondchen Osman'a kalbini kazanması için kırk fırın ekmek yemesi gerektiğini anlatır. Demek ki bizim erkeklerin kazmalığı tee 16. yüzyıldaki Osman'a dayanıyor diye düşünmedim değil. Elin Pedrillo'su Blondchen'e olan aşkından bahçıvan oluyor, çiçek topluyor, gitarıyla serenat yapıyor. Bizim Osman da sen benim cariyemsin modunda donuyla geziyor ortalıkta. Neyse efenim atlıyorum buraları. Belmonte ve Pedrillo merdivenle dayanıyorlar sarayın penceresine. Belmonte Konstanze'yi kaptığı gibi götürüyor gemiye. Fakat tam Pedrillo da Blondchen'i alacağı sırada Osman basıveriyor ikisini ve plan suya düşüyor. Konstanze ve Belmonte Selim Paşa'nın karşısına getiriliyor. Ve anlaşılıyor ki Belmonte'nin babası zamanında Selim Paşa'nın aşık olduğu kadını öldürmüş. Selim Paşa en güzel intikam hoşgörüdür diyor ve salıveriyor bizim aşıkları. Bundan sonra düşüyor gökten üç elma. Vesselam hikaye güzel, müziklere laf eden çarpılır, aryalar dokunaklı. Fakat ben solisti sevemediğimden bir daha operaya giderken daha önce aynı oyuna gitmiş kişilerden araştırıp üç kere düşüneceğim galiba.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...