Ana içeriğe atla

Bursa ve Bursa Leman Kültür

  Tatilin son üç günü yeğenlerimi görmek için Bursa'daydım. Önceleri pek sevmezdim Bursa'yı, insan gittikçe alışıyor mu Bursa mı güzelleşiyor bilemem de Bursalı insanlara bakış açımın değiştiği kesin. Bursa dört bir yanı AVMlerle dolu bir şehir. Bana da insanların tek derdi alışveriş gibi geliyordu. Ki gerçekten Bursa'lılar alışverişe ve keyiflerine düşkünlükleriyle bilinir :) Fakat tanıştığım Bursalı arkadaşlarım gerçekten çok eğlenceli insanlar.
  Ama arkadaş Bursa almış başını gitmiş. Halam senelerdir Bursa'da oturduğu için çok sık olmasa da arada gidiyorum. Uludağ'ın eteklerini kaplamış bile çoktan tüm şehir. İzmir'in engebeli görünümünden sonra da daha düzenli göründü gözüme, ama İzmir'imi hiçbir şehre değişmem!
  İlk gün halamın yemeklerine ve tatlılarına doydum. Bizim meşhur saraylı diye bir tatlımız var, kuzenimin isteğiyle bize saraylı yapmış. Saray Burması ve Burma Baklavası olarak da bilinir.



  İkinci gün ise Uludağ Üniversitesi'nden bir arkadaşımla FSM'de (Fatih Sultan Mehmet Bulvarı) buluşmak üzere sözleştik. Ancak kardeşimin ani geri dönüş kararı üzerine Otogar'a uğrayıp biraz arkadaşımı bekletmek zorunda kaldım, tekrar özür dilerim! 
  Ben kendi kendime  böyle bir eğlence yarattım işte. Farklı şehirlerdeki aynı şekil şemaldeki Leman Kültür'leri gezmeye doyamıyorum!



  Bu Leman Kültür'ün içini çok beğendim ama. Geniş ve ferah. Bir de iki katlı Leman Kültür'lere bi sempatim var, gerçi kapalı olduğu için çıkamadık ama ikinci kat görülebiliyordu. Şekil şukul güzel bi yer de benim kara bahtım kör talihim peşimi bırakmıyor ki. Ne tatlı istediysem yok dediler, ben de bir kahveye razı geldim.
  Üçüncü gün yola çıkmadan klasik Özdilek alışverişimi yaptım, Yalova çıkışındaki Özdilek'e çocukluğumdan beri giderim. Hatta çok sevdiğim turuncu-tavşanlı bornozumu da buradan aldım(tabi epey ufak geliyo artık).
  Bursa'dan gider ayak paranla rezil olma durumunu da gördüm. Köfteci Yusuf diye bir restoranın önünden geçiyorduk akşam 6 civarı. Önünde emekli kuyruğu misali upuzun bir sıra. Sandım bedava ekmek dağıtıyorlar millet de birbiriyle yarışıyor. Meğer hepsi yiyip üstüne para ödeyeceğin bir köfte için!

(O akşamki sırayı anlatacak dışarıdan bir resim bulamadım ama içerisi böyle tıklım tıklım oluyomuş işte!)

  Bursa çıkışında bir Köfteci Yusuf daha gördük, yolüstü diye fazla kimse yoktu ama biz dedik köftemizi dedik Akhisar'da yiyelim dedik. Köfteci Yusuf kimmiş peeeeeehh dedik...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatıma Yön Veren 10 Kitap

  Geçen sene böyle bir yazı okumuştum, o günden beri düşünüyorum hayatıma yön veren 10 kitap nedir diye. En çok beğendiğiniz kitapları belirlemek kolaydır ama bir kitap okuduktan sonra bazı kararlarınızı sorgulamak bazılarını değiştirmek ise o kitabın hayatınıza etki ettiğini gösterir. Yani bir kitabı beğenmekle bir kitabın size kendinizi sorgulatması ayrı şeylerdir. Ben "bir kitap okudum hayatım değişti" demiyorum ama "bir kitap okudum ve kararlarım değişti" dediğim 10 kitabı sıralayacağım.

İlk Psikiyatri Hastanesi: Asklepion

  İçinde bulunduğumuz coğrafya tıbbın kurucu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Tıbbın babası Hipokrat İstanköy (Kos Adası) doğumludur ve çeşitli Anadolu illerinde hekimlik yaptıktan sonra tekrar İstanköy'e dönerek hekimliğe burada devam etmiştir. İstanköy Bodrum'un karşısında yer alan bir Ege adasıdır.   O dönemlerde yurdumuzda üç önemli sağlık merkezi bulunmaktaydı. Hipokrat'ın bulunduğu Kos Adası, Epidaurus ve Asklepion.

Yaşlılıkta Aşk / Love at Old Age

  Sokakta neden el ele yürüyen yaşlılara sık rastlamayız? Siz hiç parkta öpüşen yaşlı bir çift gördünüz mü? Ben görmedim... Yaşlanınca unutur muyuz aşkı, yoksa "yaşlı başlı insanlarız" diye düşünüp toplumdan mı çekiniriz? Kafelerde birbirine aşkla bakan yaşlı insanlar olsa benim çok hoşuma gider mesela. Gittikçe sevgisiz toplumlara dönüşüyoruz. Aşkımızı, sevgimizi belli etmekten utanıyoruz. Bir de mahalle baskısı var gencinden yaşlısına. Sarılamıyor, öpüşemiyor, el ele tutuşamıyoruz.   Sizi bir projeyle tanıştıracağım. Ünlü fotoğrafçı Willy Puchner "Love at Old Age" adlı projesinde yaşlanınca aşkların nasıl göründüğünü göstermiş. Keşke diyorum, hep böyle insanlar görsem çevremde. Yılların yıpratamadığı aşkları kırışıklarına gizlemiş bu tonton insanlarla dolu olsa sokaklar, sahiller. Willy Puchner Bio The Project: Love at Old Age