Kral Midas deyince benim aklıma ilk gelen kulaklarıdır. Dokunduğu herşeyi altına dönüştürmesiyle de bilinir. 2 yıl önce katıldığım Eskişehir'deki bir öğrenci kongresinde de bizi Yazılıkaya'daki Midas Anıtı'na götürdüler sosyal program olarak.
Yazılıkaya(Midas Şehri)
Eskişehir merkezinden yaklaşık 2 saat boyunca tırmandık. Rakım 1315 metre. Biz Nisan ayında gitmiştik ancak yükseklikten dolayı epey üşüdük. Yazılıkaya yıllardır tarih kitaplarında gördüğümüz Frigya'nın yaylasına kurulmuş bir şehir.
Frigler hakkında da bir bilgi
paylaşmak istiyorum çünkü kendileri hemşerim olur:
“Siyasi bir
topluluk olarak ilk defa MÖ 750'den sonra ortaya çıkan Frigler, Anadolu'ya
gelen Balkan kökenli boylardan biridir.”
Yazılıkaya kayalara oyulmuş mağaralardan oluşan bir şehir. En çarpıcı yapısı da 17 metre uzunluğundaki Midas Anıtı.
Midas Anıtı
Midas ve kulaklarıyla ilgili efsane ise kısaca şöyle, Midas asimetrik kulak denilen bir kulak anomalisiyle(anormal pozisyon da diyebiliriz) doğmuş ve bir kulağı diğerinden daha aşağıdaymış. Çirkin bir görüntü olduğu için de sürekli şapka takıyormuş. İnsanlar da Midas'ın kulakları eşek kulakları diye bir dedikodu yaymış.
Oyuklardan oluşmuş Yazılıkaya Kenti
Oyuğa çıkabilmek için verdiğim mücadele ve ZAFER!
Midas Dokunuşu olarak bilinen her dokunduğunu altın yapmak ise Kral Midas'la ilgili başka bir efsanedir. Tanrıdan her dokunduğunun altın olmasını ister ve tanrı kabul eder. Akşam sofraya oturup her dokunduğu yemek ve kadın altına dönüşünce pişman olur. Tanrıdan bu dileğini geri almasını ister ve tanrı Paktolos Irmağı'nda yıkanırsa eski haline dönüşeceğini söyler. Irmağın kumları Midas yıkanırken altın olur, bu altınlarla da Sardes kenti kurulur.
Kaynaklarım ve Fazlası için;
Midas Şehri
Midas Anıtı
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...