Fırat çıkmadan önce
bu kadar karikatür delisi değildik. İlk imza günüme gittiğimde Penguen
son demlerindeydi. Erdil Yaşaroğlu-Yiğit
Özgür-Serkan Altuniğne-Ersin Karabulut dörtlüsünden efsanevi bir poster
imzalatmıştım. Tabii o zaman Ersin Karabulut diğerleri kadar tanınmıyordu. Yine
vardı kendi çapında ergen bir kız kitlesi, aa sandıkiçini çizen sümüklü Ersin ihihih
diye dolanıyorlardı. Utangaç tavırlarından sonra ben de kendisini pek sevdim,
Sandıkiçi’nin sıkı takipçisi oldum. Ersin Karabulut 2-3 hafta üst üste facebook’tan bahsetmişti köşesinde. Ben de 2007
yılındaki Penguen imza gününden sonra takipçisi olduğum Ersin’i yine takip
ettim ve girdim facebook’a.
(2007 İzmir Tüyap-Penguen İmza Günü)
2008’deki imza
gününde artık Uykusuz diye bir dergi
vardı ve henüz pek fazla sayı da çıkarmamıştı. Biz yine imza gününe gittik,
tabii o imza günleri efsane oluyor. 6 saat bir imza için beklerken
oradakilerle oyunlar oynuyor, sohbet ediyorsunuz ve doğal olarak bir dahaki
imzada bir sürü tanıdık yüz oluyor. Biz de pek çok kişiyle karşılaştık, insanlarla ne yaptın
yaa bi senedir diye muhabbete girdik. Uykusuz’un da ilk sayısını imzalatmış oldum.
(Eskişehir)
Bütün bunları
içimdeki karikatür aşkını görün diye anlattım. Bir zamanlar hayatıma yön vermiş
en büyük keyiflerimden karikatür. Bu yüzden Leman Kültür’ü ilk defa
Eskişehir’de gördüğümde sevinçten çılgına dönmüştüm. Hala en iyi Leman
Kültür’ün Eskişehir’de olduğunu söyleyebilirim, dizayn olarak yani.
Belediye evimi bassa çöp ev diye kitler gider.
Gittiğim her yerin otobüs-uçak biletlerini, oradan aldığım hatıralarını
saklarım. Sinema biletlerim, tiyatro biletlerim, müze, konser artık ne
varsa işte hep saklıyorum. İzmir'de de Leman Kültür yok diye, bir daha bulamam
deyip ne bulmuşsam getirmişim.
(EsBilet, Bardak Altlığı, Leman Fişi)
Eskişehir'den
geldikten birkaç ay sonra duydum ki İzmir'de de bir Leman Kültür açılacakmış.
Hemen gittim tabi, ilk açıldığı günlerde. Sonuç biraz hayal kırıklığıydı. Çünkü
Eskişehir'deki Leman Kültür iki katlı ve tavanından sarkan karikatürler, tavana
asılmış salıncaklar gibi bir çok avantaja sahip. İzmir'dekinden epeeeey büyük
anlayacağınız.
(İzmir Leman Kültür)
Daha sonra
Antalya'daki Leman Kültür'e gittik. Açıkçası bu kafeye gidenlerin ortak
özelliği olarak karikatür sevdiklerini ve aynı zamanda sevecen olduklarını
düşünürdüm. Antalya insanıyla da Leman Kültür'ündeki ukala ve donuk
garsonlarıyla da tam bir faciaydı.
(Antalya Leman Kültür)
En son da Ankara Kızılay'daki Leman Kültür'e gittim. Orası da biraz
küçüktü ama Antalya ve İzmir'e bakarak daha sevecen buldum açıkçası. Belki de
sokağının havasındandır...
(Ankara-Kızılay Leman Kültür)
Geriye İstanbul ve Bursa kaldı gibi görünüyor, geleneği bozmayıp o
şehirlere yolum düştüğünde de gideceğim açıkçası. Haftaya Bursa'ya gitme
ihtimalim var, bir arkadaşımdan Bursa Leman Kültür'e götürülme sözü aldım bile!
Bu da neden Eskişehir'deki Leman Kültür'ü daha çok sevdiğimin bi resmi :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim...